F-35 JSF (Joint Strike Fighter / Müşterek Saldırı Uçağı)


Geleceğin Uçağı. Türkiye, Amerika, İngiltere, İtalya, Hollanda, Kanada, Avustralya, Danimarka ve Norveç tarafından ortak geliştirilen , dikine iniş ve kalkış yapabilme özelliklerine de (tabi ki her modeli değil) sahip uçak. Türkiye'de çalışmalar TAI tarafından yürütülüyor.

Tek Uçak.
Savaştaki her amaç için farklı uçak geliştirmenin masraflı olmasından dolayı tek bir uçağın tüm görevleri yerine getirmesi amacıyla tasarlanan bir savaş uçağıdır.

Radar İzi Düşük
Silah sistemlerinin gövdenin içine saklanması sebebiyle radardaki yakalanması zor. Birden çok görevi yapabilmesi için tasarlanmış. Gelecek 40 yılın savaş uçağı olarak gösteriliyor.

Teknik Özellikleri
  • Mürettebat: 1
  • Uzunluk: 15,37 m
  • Yükseklik: 5,28 m
  • Kanat açıklığı: 10,65 m
  • Boş ağırlığı: 12.000 kg
  • Yüklü ağılığı: 19.000 kg
  • Motor: 1× Pratt & Whitney F135 ikincil yanmalı turbofan, (165 kN) ve 1x General Electric/Rolls-Royce F136 ikincil yanmalı turbofan, (178 kN)
Performans
  • Azami hız: 1,6 Mach (2000km/sa.)
  • Menzil: 12.000 km
  • Çıkabildiği azami yükseklik: 48.000 fit (15.000 m)
  • Tırmanış değeri: 40.000 fit/dak. (200 m/sn).
Resimler için tıklayın.







İngiltere

Amerika birleşik Devletleri'nin insan genomu projesi ile ilgili hedeflerinden daha önce bahsedilmişti. (İlgili yazıya link: Amerika Birleşik Devletleri)
Anglo sakson emperyalizminin yeni hedefi, insan genomu projesidir ve bu alana büyük yatırımlar yapılmaktadır. İngiltere'nin insan ve yarı-hayvan karışımı embriyo üretilmesi yönünde aldığı kararı, bu hedefe doğru adılmış adımlardan bir tanesidir.
Her ne kadar projenin amacı "insan kök hücresi yaratarak kanser ve bilimum hastalıklara çare bulmak" olarak açıklansa da -komplo teorisi yaparsak- amacın bununla sınırlanmayacağı aşikardır.
İngiltere aynı zamanda dünyadaki tüm bitkilerin tohumlarını ve tüm canlıların dna örneklerini de saklamak için çalışmaktadır.

Doğunun Zamanı Doldu

Tarihte milletleri birbirine üstün kılan unsurlar teknolojik gelişmeleri önce takip etmeleri ve yönetim anlayışlarıdır. Eski çağlar için "bilinen dünya" siyasetinde, şimdiki zaman için ise dünya siyasetinde etkin role sahip devletler ve milletler sürekli değişmiştir. Bu bir süreç. Truva savaşı anlatılır İlyada'da ve okuyan sanır ki o dönem dünyanın tek süper gücü Yunan şehir devletleri. Halbuki öyle değil. Aynı anda doğuda da yüzlerce kat güçlü devletler ve medeniyetler vardı.
Belki de "bilmememiz" sağlanan asya coğrafyasında dünyanın büyük bir kısmını hegamonyasına alan devasa devletler yaşamış ve çöküp gitmişlerdi. Sonrasında Roma'ya bakarsak; Evet bilinen dünyanın hakimi idiler fakat bir çok sebepten çöktüler. Bu liste örnekler ile uzar gider. Fakat listenin ilginç yanlarından biri Türklerin o veya bu şekilde birden çok farklı çağda, karışımda ve zamanda liste içinde yer alması. Çin'i de unutmamak lazım.

İngiliz imparatorluğu-hegamonyası da çoktan çökmüştür dünya üzerinde. Şu an Amerikan hegamonyası tam anlamı ile dünya siyasetine hakimdir. Bu süper güç İkinci Dünya Savaşı ile rüştünü ispatlamış, soğuk savaş ile fikirlerini perçinlemiştir. Uzunca süre de devam edecek gibi gözükmektedir. Şu anki dünya düzeninde bir değişiklik ise muhtemelen teknolojik bir gelişme ile olacaktır.

Amerika Birleşik Devletleri

Son dönemde Clinton'un resmi açıklaması ile "halk için de startı verilen"İnsan Genomu Projesi" ile geleceğe yatırım yapan ülkedir.

- Amerikalılar "rüyasını görebiliyorsam yapabilirim" mantığı ile hareket etmektedirler. Yönetim açısından en büyük avantajları think tank (düşünce tankı) takımlarında geliştirdikleri fikirleri tv ve sinema kanalları ile toplumlarına çok iyi empoze etmeleri ve tüm üretim faktörlerini (sermaye, emek, teknoloji, toprak v.s.) hedefleri doğrultusunda harekete geçirmeleridir.
Kısaca mantık: Toplumun önüne bir hedef koy ve herkesi bu hedefe yönlendir.

Amerika'nın hedefi: Uzay
- Amerikanın 1960'lardaki hayali (Jules Verne'in bilinen babası olduğu) "aya seyahat" idi. Başkan Kennedy bunu açıkladı ve tüm ülke bunun için seferber oldu. Gittiler. Şimdi uzaydan diğer ülkeleri vurabilecek seviyedeler.
Peki bu nasıl oldu? Başkan açıklamasını yaptıktan sonra, o dönemin tüm sinema filmleri, dizileri uzay, uzaylılar, uzayda hayat konuları ile ilgiliydi. Ta ki Mars'a kadar gidip açıkçası "şu anki teknoloji ile uzayda bir bok olmadığını" görene kadar "uzay" hep bir numara oldu. Günümüzde gene önemini yitirmemekle birlikte ikinci sıraya düşmüştür.

Amerika'nın yeni hedefi: Evrim
Clinton açıkladı: "Hedefimiz insan genomu projesi". Amerika'da şu an tüm toplum evrim konusu ile ilgili sürekli bir bilgi bombardımanı altında. Medya, filmler, tv dizileri hep bu konuya yönelik.
Şu an Amerika'da yetişen çocuklar evrimin insanlar tarafından yönlendirilebileceğine inanıyorlar. Hepsi ileride bir gün uçabileceklerine, mevcut halden daha dayanıklı ve güçlü olabileceklerine ya da değişim geçirebileceklerine inanmış durumdalar. Dikkat ederseniz son dönem sinema filmleri ve amerikan menşeili diziler toplumu buna hazırlamaktadır.
(örnekler:
4400: Gelecekteki insanlarca kaçırılıp evrim geçiren insanlar.
Heroes: Durduk yere evrim geçiren insanlar.
Battlestar Gallactica: Evrim geçiren robotlar insan olmaya çalışıyorlar.
Lost: Bunda da evrim var şerefsizim. Çünkü Kate insan olamaz.)

Sonuç:

Biz Şehrazat'larla, Nihat Doğan-Seda Sayan aşkı ile Tayyip incileri ile Cem Uzan'ın vaatleri ile Maskeli Beşler Irak gibi iğrenç filmlerle beynimizi doldururken ve bir hedefimiz yokken adamları her zamaki gibi maalesef izleyeceğiz ve göreceğiz. Sonra da "Japon yapmış şerefsizim" diyip televizyona alık alık bakacağız.

Panzerler

Gary Lineker, "Futbol, 22 kişinin kişinin 90 dakika boyunca mücadele ettiği ve sonunda Almanların kazandığı bir oyundur" beyanına "O kadar steroid hormonunu, dopingi yiyen hangi takım kazanmaz ki?" sorusu ile karşılık verilmesi gereken eski ve ünlü futbolcudur.

Alman futbol takımının Panzerler olarak anıldığı yıllar, ikinci dünya savaşı sonrası kimya endüstrisine yatırımları ile kimya devi haline gelmiş almanların sporcularına steroid ve bilimum kimyasal maddeleri enjekte ettiği yıllardır.

Zaten fiziksel olarak devasa yapılı insanları bir de hormonlarla, ilaçlarla takviye ettiğinizde üstün hale gelmeleri kaçınılmazdır.
Hani o dönem, yarmagül kılıklı bıyıklı alman ablaların olduğu dönemdir.